Thursday, April 23, 2015

Ayşe Özer: “HEPİMİZ MAKARNAYA OY VERİYORUZ

http://ift.tt/1OKksvo

HEPİMİZ MAKARNAYA OY VERİYORUZ

Besin zinciri, canlıların beslenme alışkanlıklarını gösterir bir şemadır. Birçok anlatımda geyikten sonra piramidin en tepesinde aslan yer alır. Aslan, ormanlar kralıdır. Geyikle beslenir. Sonra “aslanım, yürü arkandayız” diye piramidin tepesine geçirilenler alır ormanı aslanın elinden, yerleşir besin zincirinin en tepesine. En az tüketilmesi gereken besin grubu yağ ve şekerlerdir, sağlıklı beslenme piramidinin en tepesinde bulunurlar. Çarklar yağ sıkıntısı çekmediğinden bu kadar kolay ve hızlı dönmektedir oysa ki. Yağ tüketimi had safhadadır. Bir karbonhidrat kaynağı olan makarna, birçok diyetisyenin yasaklar listesinin başındadır. Kan şekerini kolay yükseltir, öğün sonrası hipoglisemisi yaratır bedende. Geçici bir doymuşluk hissidir yaşanan. Çabuk kana karışır ve hızla enerji üretir, sonrası hüsran. Bir öğün sonrası hipoglisemisi hakimdir popülasyonun çoğunluğuna, üzerimize ağırlık çökmüştür. Ondandır her seçim sonrası kendini solda tanımlayan seçmenin makarna-kömür muhabbeti yapması ve dahi koyun resimleriyle süslemesi zaman tünelini. Sadece kurban bayramında et yiyenleri anlayamadığından kurbanlık koyun muamelesi yapar ezilen halkına yurdum solu. Kendisinin Kordon’da restoranda yediği meşede bilmem neli steak fiyatına bir haftalık odun alınıyor, bir tabak fesleğenli tagliatelle fiyatına bir haftalık pazar masrafı çıkıyor ortalama bir ailenin. Ama halkımız çok cahil. Keşke ölse.

Elias Canetti

Cover of Elias Canetti

Muhalefet kalıcı bir doyum vaat etmeyince, geçici bir doygunluk hissine, yaratılan istikrar havasına oy veriliyor. Seçmen kendine göre rasyonel bir tercih yapıyor. Gıda bankacılığı ile açlıkla terbiye edilmiş bünyelere sosyal hakları olan her şey sosyal yardım olarak bahşediliyor. Bunlardan bahsetmiyor kimseler. Bir torba kömüre, bir paket makarnaya sattılar onurlarını demek kolay geliyor solculuğu kendinden menkul bünyelere. Elias Canetti’nin Körleşme romanındaki Prof. Kien’i gibi kafaları bilgiyle dolu, ancak o kafanın içinde var olabildiği bir dış dünya yok. “Kendini beğenmişliğin komedisi” yeniden yazılabilir bu aynasız çarşıda.

Metroda kitap okuyan genç adamın terliklerine takılmıştır kent soylu genç kız. Kız tavlamak için kitap okumaktadır ona göre bu İztoban kekosu. Kendi dar çevresinde boynundaki fuları ve kalın çerçeveli gözlüklerini kız düşürmek için kullananlara çok sık denk gelmiştir. Dünyayı algılama biçimi kendi mahallesinin sınırlarına takılmaktadır. Köyün en son çitine gidemeyen Ünzile’nin dramına ağlarken o koca gözlüklü kadının koca şarkısında, kendisinin durumunun daha vahim olduğunun farkında değildir. Karın tokluğuna çalışanların ülkesinde, başka bir makarnaya oy verenler, halkı karın tokluğundan dolayı suçlamakla meşgul.

Pesto soslu raviyoli de bir makarna çeşididir oysa ki. Orta ve üst orta sınıf direnmenin tadını Gezi direnişinde biber gazı yemeden önce pesto soslu ravyoli yiyerek mi çıkarmıştır? Çocuklarına ısınsınlar diye saç kurutma makinesini vererek yan odada kendini asan kadının soğukla imtihanı, piramidin en tepesindeki aslanın veya en altta yer alan, üretici olan toprağın mı sorunudur? Hangi yırtıcılar almıştır o kadını o besin zincirinin içine? Krebs döngüsünün hangi aşamasında takılmıştır bu insanların enerji üretimi de, soğuktan donmak üzeredirler? Fizyoloji bir yerlerde alarm vermiştir, metabolizma durmuştur da, bu ülkenin solu, muktedir ağzıyla konuşmayı marifet saymaya başlamıştır. Onurunu, oyunu makarnaya satmakla suçlananlar, karbonhidrat yemeyin diye bas bas bağıran modern dünya diyetisyeninden bihaberdirler. Bu ne cahilliktir kuzum? Tek tipleştirme her alanda yaygınlaşırken, gelenin gideni aratmadığı tek yer Victoria’s Secret defilesidir makarna-kömür solcularına göre. Açlıkla değil, anlayış kıtlığıyla terbiye edilmektedir bünyelerimiz. Yokluk; barınma, ısınma, doyma hakkının yokluğu değil, ezilenin yanındaki solun yokluğudur. Kolaycılık damarlarımıza işlemiş bir kere. Hepimiz makarnaya oy verirken, muktedir yoksulluğumuzu makarnasına sos yapmaktayken, solduyu koyun muhabbetini geyik muhabbetine çeviriyor. En tepedeki aslan, bu geyikle besleniyor. Felek, meydanı boş buluyor da, esas aslanı kediye boğduruyor.

Vía Erkan’s Field Diary http://ift.tt/1OKkqU5


Filed under: Uncategorized

No comments:

Post a Comment