Tuesday, July 28, 2015

Cengiz Aktar: Başkomutan Erdoğan’ın gazası

http://ift.tt/1DLlbaJ

Başkomutan Erdoğan’ın gazası

mustafa-kemal-de-siperde-oyle-durdu-712349

Ya da hezimeti… Memleket, bölge ülke ve halkları, diğer ülkeler ve uluslararası toplum yaz sıcağını cehenneme çevirmekte olan Erdoğan Türkiyesini izliyor. Biçare ya da lakayt…

 

Muktedir döndü dolaştı, 2012’ye ve oradan 150 yıllık savaş diline geri gitti. Ateşkes yani pamuk ipliğinden ibaret “çözüm süreci” verdiği talimatla bitirildi. Emrindeki örgüt (AKP) tek başına seçim kazanana kadar, dolayısıyla kendisini dokunulmaz ve ölümsüz kılacak bir hükümet kurulana kadar savaş dâhil her şeyi denemeye hazır ve her şeyi yakıp yıkarak zafer peşinde. Kıraathane düzeyinde bir hesap sonucu savaşla oynayarak milliyetçi oyları toplamak ve son aşamada HDP’yi kapatarak vasıl olmak istiyor bu hedefe. MHP bu ihtimali hissetti ve kapatmayı kendisi dile getirerek bir adım öne geçti.

 

CHP ise artık iktidar arzusundan mı, safiyane Erdoğan’ı gemleyebileceklerini düşündüklerinden mi bilinmez tamamen Erdoğan kontrolündeki bu örgütle koalisyon konuşmakta. Heyhat!

 

Oysa HDP dâhil diğer partilerin asla bu oyuna gelmemeleri ve enkazın müteahhidi olan Erdoğan ve örgütünü enkazla başbaşa bırakmalılar. Bu, “memleket hükümetsiz kalmasın” sahtekârlığından çok daha etkin bir siyasî duruş olacaktır. Zira en azından Gezi hadiselerinden bu yana yazılıp söylendiği gibi Erdoğan’dan kurtulmadan memlekette siyaset yapılamaz, ülke yönetilemez, toplum düştüğü yerden kalkamaz. Erdoğan muhiplerinin ikide birde siyasî tahlil iddiasıyla dile getirdikleri “ilkel Erdoğan karşıtlığı” teşhisi memleketin acı gerçeğini söylüyor.

 

Peki, muktedir muradına erebilir mi? Çok zor gözüküyor. Kürtlerin taleplerini savaşla önlemek 150 yıldır yapılan yanlışları tekrar edip farklı bir sonuç beklemektir. IŞİD ile PKK ve PYD’yi aynı kefeye koymak hem siyasî açıdan hem de Kürtlerin IŞİD karşıtı koalisyonun parçası olduklarını hatırlayınca, stratejik açıdan hatadır. Karada savaşan Kürtlerin askerî anlamda zayıflatılması IŞİD karşıtı koalisyonu zayıflatır.

 

Suriye’de uygulanan Selefî politikası Şam’ı yani İran ve Moskova’yı karşısına almak, diğer yanda IŞİD’le iş tutarak en hafifinden körle yatıp şaşı kalkmak, en ağırından da Faust misali güç ve iktidar için şeytana ruhunu satarak tükenmek demektir. Şeytanın şimdi olduğu gibi ihanete uğradığı hissinin bedelini de göze alarak… IŞİD-Türkiye işbirliği, başta Türkiye üzerinden yürüyen illegal petrol ticareti giderek artan dozda uluslararası basında haber oluyor.http://ift.tt/1MQ2R5n BM Güvenlik Konseyi’nin geçen Şubatta aldığı Nusra, Kaide, IŞİD, bilumum Selefî terör gruplarına yardım ve yataklığa karşı önlem alınmasını üye devletlerden talep eden2199 sayılı kararının ilk izleme raporu yakında yayımlanacak. http://ift.tt/1VKQihR Türkiye büyük olasılıkla raporda işaret edilen bir ülke olacak. Raporda adı geçecek ve ipliği pazara çıkacak olan Türkiye hükümetinin zaten yerlerde sürünen prestijinin alacağı darbeyi varın hesaplayın.

 

Gözü İncirlik’te olan ve AKP’den ziyade Türkiye’nin desteğini önemseyen ABD “(…) terör örgütleri listesinde olan PKK, terörist eylemlerinden vazgeçerek Türkiye hükümetiyle diyalog içine girmelidir” diyerek Kürtlere yönelik saldırılarla ilgili Ankara’nın hoşuna gidecek bir tavır koyarken aslında IŞİD-Türkiye işbirliğiyle ilgili BM izleme raporuna (ki ön raporu büyük olasılıkla paylaşmıştır) Ankara’dan gelecek tepkiyi dengeliyor. Buna rağmen beyanın devamında  “PKK’ye karşı düzenlenen bu hava saldırılarla ABD ile Türkiye arasında IŞİD’e karşı işbirliğini güçlendirme anlaşması arasında bir bağlantı yoktur” notunu da düşüyor.

 

Hâsılı kelam muktedirin işi çok zor ama olan ölen ve ölecek olan insanlara, yakılıp yıkılacak yerlere, onulmaz yara alacak olan barışa olacak.

 

Kesif barut kokan ortamda “sana savaş yaptırmayacağız” şiarının yanında bir barışçıl kampanya daha başladığını hatırlatayım: “Ege Ordusu’nda indirime giderek Yunanistan’a destek olalım” kampanyasını http://ift.tt/1DLl9zF bağlantısından imzalayabilirsiniz.

 

Bu yazı ilk olarak Taraf’ta yayınlandı. Yazarın izniyle burada da yayınlanıyor.

Vía Erkan’s Field Diary http://ift.tt/1DLl9zL


Filed under: Uncategorized

No comments:

Post a Comment